Ağız kokusuyla karşılaşıldığında, genellikle ilk ağız içi bir problemin varlığı düşünülmelidir. Bu kokuya neden olan ağız içi kaynaklı olmayan durumlara da dikkat edilmelidir. Ağız kokusu, birçok hastalığın belirtisi de olabilir.
Ağız kokusu, iletişim sorunlarına yol açabilen kişinin özgüvenini düşürüp sosyal yaşamını olumsuz etkileyen bir durumdur. Sabahları olan ağız kokusu uzun süren açlık nedenli fizyolojik durumken, gün içerisinde sürekli olan koku ağız içi sorunlarını işaret edebileceği gibi sistemik genel bir hastalığın varlığını da belirtebilir. Ağız kokusu bakterilerin oluşturduğu sülfür gazlarının açığa çıkması sonucu görülür. Ağız kokusuyla karşılaşıldığında, genellikle ilk ağız içi bir problemin varlığı düşünülmelidir.
Neler yapılabilir?
Genellikle ağız hijyenine yeteri kadar önem verilmediği zamanlarda zamanla kötü koku oluşumu meydana gelir. Yemeklerden sonra diş fırçalama en az iki dakika olarak uygulanıp ağız içerisinde bulunan bakteri plağının uzaklaştırılması sağlanmalıdır. Ancak maalesef sadece diş fırçalama etkili temizliğin sağlanması için yeterli değildir. Diş fırçalamanın yanında diş ipi ve arayüz fırçalarıyla dişler arasında sıkışıp kalan gıda artıklarının uzaklaştırılması çok önemlidir. Fırçalama ve diş ipi sonrası gargara yapılması ile diş üzerinde sarımsı renkte ince tabaka halinde plakların yeniden oluşması engellenecektir. Tüm bunların yanında çoğunlukla atlanan bir temizlik daha vardır ki o da dilin temizlenmesi. Gün içerisinde çeşitli ph’larda gıdaların tüketilmesi, dil üzerinde zamanla katman halinde bakterilerin kolonize olmasına neden olacaktır. Dil temizleyiciler ile dilin arkadan öne doğru temizlenmesi bu grimsi tabakanın yok edilmesini sağlayıp kötü koku oluşumun engelleyecektir.
Düzenli kontrol önemli
Gün içerisinde bol su tüketimi, çift taraflı çiğneme yapmak tükrük salgısının dengeli ve fazla salgılanmasını sağlayacağı için ağzın yıkanıp temizlenmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca sigara ve alkol kullanımından uzak durmak ağız içi bakteri florasının değişikliğine neden olup istenmeyen ağız kokusunun oluşmasını engelleyecektir. Ağız kokusu diş çürüklerinin, dişeti iltihapları, gömülü diş varlığı, kron ve köprünün uyumsuz olması sonucu temizlenemeyen alanların olması nedeniyle görülebilir. Çürümüş diş dokularının temizlenip dolguların yapılması, enfekte dişlerin çekilmesi gerekir. Dişetlerinin şiş ve kızarmış olduğu gingivitis durumlarında, dişeti ceplerindeki iltihabi dokuların temizlenmesi ağız kokusunu giderecektir. Elbette tüm bu sorunların erken önüne geçilmesi için 6 aylık düzenli diş hekimi kontrollerinin yapılması çok önemli. Diş hekiminiz radyografik görüntüleme yöntemleri ve ağız içi muayene ile sorunların erken teşhis ve tedavisini sağlayacaktır.
Ağız içi kaynaklı olmayan durumlar
Ağız kokusuna neden olan ağız içi kaynaklı olmayan durumlara da dikkat edilmelidir. Bunların başında solunum ve sindirim yolu hastalıkları gelmektedir. Sinüzit, tonsillit gibi boğaz enfeksiyonları genellikle geniz akıntısı ile karakterize hastalıklardır. Bunların yanı sıra reflü gibi mide asidik sıvının ağız içine kadar gelmesi de ağız içi istenmeyen ekşi tatlarla birlikte kötü kokuya neden olabilir. Şeker hastalığı, karaciğer ve böbrek hastalıkları da yine gün boyu süren kokuya sebebiyet verebilir. İstenmeyen ağız kokusunun önüne geçmek için günlük diyetin düzenlenmesi, ağız ve diş bakımına dikkat edilmesi, düzenli aralıklarla diş hekimine gidilerek kontrollerin gerçekleştirilmesi yeterli olacaktır.