Kuruluşların rekabet gücünün sürdürülebilir kılınmasında ve kurumsal yapının sürdürülebilirliğinde temel kriterler; sektördeki değişime adapte olma, teknolojik değişime adapte olma, yenilikçi ürün ve hizmet üretimine odaklanmanın yanı sıra kurumsal zekâ, bilgi yönetimi alt yapısını ve çalışma kültürünü yerleştirmek, insan kaynakları yetkinliklerinin işe uyumunu ve sürekli gelişimini sağlamaktır. Dış çevredeki değişime ve özellikle teknolojik değişime duyarlı olmanın yolu stratejik yönetimin, vizyon, misyon ve değerler ile yönetimin kuruluş genelinde iş yapma kültürünün bir parçası haline gelmesinde yatıyor. Güncel, yaşayan ve adaptasyon hızı yüksek planlarla kendini düzenli olarak gözden geçiren, değerlerini kuruluş genelinde davranış modeline dönüştüren kuruluşlar daha çevik ve hızla adapte olan yapılara dönüşecek, sürdürülebilir büyüme ve kârlılık hedefine daha hızlı ulaşacaktır. Bunun için sadece insan kaynaklarının yönlendirilmesi ve motivasyonu değil, aynı zamanda hedef ve gerçekleşmelerin bir yazılım alt yapısında bilgi sistemleri ile entegre çalışması da gereklidir. Aksi taktirde, departman ve çalışanların başarı seviyesi izlenemez, hedefe ulaşmak için zamanında aksiyon alınamaz.
Bilgi Teknolojileri Altyapıları Güçlendirilmeli
Yenilikçi ürün ve hizmet geliştirmede dış çevrenin düzenli takibi ve analizi yanında, yenilikçi geliştirmelere hizmet edecek verilere sistem alt yapısı üzerinden ulaşmak ve bu verileri yeni ürün ve hizmet geliştirme süreçlerine taşımak da süreç başarısını artıracaktır. İşte bu nedenle kuruluşların farklı ve birbiriyle konuşmayan yazılımlar yerine, entegre, bilgi güvenliği ve tekliği sağlanmış karar destek hizmeti sağlayan alt yapılara ihtiyacı bulunuyor. Birçok kuruluş bunun farkında değil ve dağıtık yönetimle bilginin sunduğu fırsatları kaybetmekle meşgul. Tüm kuruluşlara tavsiyem, hızla bilgi teknolojileri altyapılarının yetkinliğini, raporlama ve bilgi ihtiyaçlarını uzman desteği ile gözden geçirmeleri ve sağlıklı sistemlere dönüştürmeleri. Aksi taktirde kaynak yönetimini etkin olarak yapamayacaklar, geleceğe yönelik karar ve hedefleri oluşturmada veya istatistiki verinin gücünü kullanmakta geri kalacaklar, başlarına gelenin nereden kaynaklandığını düşünmekle vakit kaybedecekler. Kurumların çoğu stoklar, insan kaynağı, finansal kaynaklar, teknolojik varlıklar gibi kaynaklarının etkin yönetimi konusunda gri alana sahip. Bu durum KOBİ’lerde, kamu yönetiminde ve yerel yönetimlerde rastlanan en önemli hastalıklardan.
Süreçler İzlenilebilir Olmalı
Kurumsal zekâ ve entegre veri yönetiminde en kritik konu ise tüm süreçlerin bir yazılım ortamında canlıya aktarılması, süreç risk ve performans göstergelerinin izlenebilir ve raporlanabilir hâle dönüştürülmesi. Sadece bir doküman yönetimi sisteminin parçası olan süreç haritaları ve prosedürler uygulamaya yeterince ışık tutmayacak, hatta bazen güncellenmeleri bile atlanabilecektir. Süreçlerin izlenebilirliği hem karar alma süreçlerinin hızlanmasına ve kalitesinin artmasına hem de süreç yönetimi ile hedeflerin yakalanmasına hizmet edecek, iyileşme alanları hızla keşfedilerek kârlılık ve verimlilik artırılacaktır. Daha çevik süreçler kurumsal çevikliğe de hizmet edecektir. Kurumsal gelişim ve değişimin yönetimi teknoloji-sistem-insan faktörlerinin nitelikli bir kombinasyonu olup, kuruluşların bu doğrultuda düşünmesi ve yönetmesi işleri daha başarılı kılacaktır.
Biz ICC Uluslararası Danışmanlık Şirketi olarak danışmanlık hizmetlerimizin teknolojik vizyon ile buluşmasına önem veriyor, müşterilerimizin uygulanabilir ve ölçümlenebilir sistemlere sahip olması için en doğru çözümleri sunuyoruz.