Kalp damar hastalıkları modern çağda en sık ölüm nedenleri arasındaki popülerliğini koruyor. İlerleyen yıllarda da mevcut artış hızı ile daha da etkisinin artacağı tahmin ediliyor. Önleyici, koruyucu tedbirlerin alınması, risk altındaki bireylerin belirlenmesi ve erken tanı hayati önem taşıyor.
Kalp damar hastalıklarının neler olduğunu anlatmadan önce kısaca dolaşım sistemine bakmak gerekiyor. Dolaşım sistemi başta kalp olmak üzere atar ve toplardamarların oluşturduğu kan ile dolu kapalı devre pompa ve borucuklar sistemidir. Bu sistemde damarların ve kalbin iç yüzeyi kaygan pürüzsüz bir endotel tabakası ile kaplıdır. Bu, kanın pıhtılaşmadan rahat bir şekilde dokulara ulaşmasını sağlar. Vücudumuzun besin ve oksijen ihtiyacı bu sistem ile karşılanır. Bu sistemdeki bir aksaklık beslenen hedef organın düzgün çalışmasını engeller. Kalp bu sistemin merkezinde bulunur, vücuttan topladığı kirli kanı ana akciğer atardamarı vasıtasıyla akciğere gönderir ve akciğerde temizlenen yani oksijenlenen kan akciğer toplardamarları ile kalbe geri döner. Sonrasında ana atardamar yani aort damarı yolu ile başta beyin olmak üzere tüm organlara temiz kan pompalanır. Kalbin kendisini de besleyen damarları vardır; bunlara koroner atardamar adı verilir.
Damar Hastalıkları
Damar hastalıkları denince çoğu zaman damar iç yüzeyindeki pürüzsüz yüzey, endotel, bozulup damar içine doğru darlık ya da pıhtı oluşturması ve kan akışını bozması anlaşılır. Koroner damar hastalığı, kalp yetersizliği, yüksek tansiyon, periferik atardamar hastalığı (bacağı besleyen atardamarların tıkanması buna örnek gösterilebilir), kalp kapak hastalıkları, ritim bozuklukları, aort damarı genişlemesi (anevrizmalar) başlıca kalp damar sistemi hastalıklarıdır.
Altta Yatan Sebepler
Bu hastalıklarda, hareketsiz ve stresli bir yaşam büyük rol oynuyor. Sigara içimi, kilolu ya da obez olma, kolesterol yüksekliği, tansiyon düzensizlikleri, hareketsizlik, ruhsal stres gibi tetikleyici nedenler düzeltilebilir nedenler arasındadır. Bir de değiştirilemeyen risk faktörleri vardır. İlerleyen yaş, erkek cinsiyet, ailede kalp hastalığı öyküsü yani genetik nedenler ve tip 1 diyabet gibi durumlar bizim elimizde olmayan ve değiştirilemeyen nedenler arasındadır.
Bu Belirtilere Dikkat
Göğüste baskı, sıkışma, yanma gibi özellikle fiziksel aktivite esnasında ortaya çıkan şikâyetler dikkatle ele alınmalıdır. Bu ağrı ya da olumsuz his angina olarak nitelendirilir. Kollara, sırta, çeneye yayılım göstermesi bizim için birer ipucudur. Nefes darlığı, öksürük, çarpıntı, baygınlık, halsizlik, yorgunluk, özellikle bacaklarda olan şişlik-ödem, depresif ruh hali gibi durumlar altta yatan kalp hastalığının habercisi olabilir. Bu şikâyetlerden herhangi biri varsa vakit kaybetmeden bir kardiyoloji uzmanına başvurmanız hayat kurtarıcı olabilir. 40 yaş üstünde iseniz ya da ailenizde bilinen bir kalp hastalığı yatkınlığı var ise yılda bir kez kardiyoloji muayenesi olmanız önemlidir. Elektrokardiyografi (EKG), ekokardiyografi (EKO), egzersiz testi, çok kesitli koroner tomografi, miyokart perfüzyon sintigrafisi ve manyetik rezonans (MR) girişimsel olmayan, koroner anjiyografi (çoğu zaman el bileği bazen kasık atardamarı yolu ile) girişimsel tanısal yöntemlerdir. Uygun hayat tarzı değişikliği ve ilaç tedavisi ile birlikte balon ve stent tedavisi ve baypas ameliyatı temel tedavi yöntemleri arasında yer alır.
Doç. Dr. Emrah İpek