Bir dişin eksikliği, genel sağlığı da etkileyerek ilerde daha kompleks tedavi sürecine neden olabiliyor. Dolayısıyla ağız ve diş sağlığına önem verilmesi, diş hekimlerinin diş çekiminden ziyade dişlerin kurtarılmasına öncelik vermeleri gerekiyor. Bunun için kanal tedavisi gerçekleştiriliyor.
Çoğu zaman doğru bildiğimizi sandığımız yanlışlar bizim korkulu rüyamız olur. Diş hekimleri, tedaviler konusunda geçmişten beri hastaların çekinerek yaklaştığı ve kuşkularını yok edemediği, pek de iyi olmayan algıyla başbaşa kaldı. Bu algının asıl sebebi, tedaviler hakkında yeterli bilgiye sahip olunmamasıdır; çünkü tam olarak bilinmeyen birçok şey çekince ve korkuya dönüşür. Peki nedir bu kanal tedavisi? Hangi durumlarda, nasıl uygulanır ve gerçekten korkmamız gerekli mi?
Kanal tedavisinin uygulanması
Dişlerin mine ve dentin tabakalarının altında, sinir ağından zengin pulpa odası bulunur. Pulpa odası tam anlamıyla dişi yöneten tüm işlevlerini sağlayan kısmıdır. Yeme-içme alışkanlığımızdaki sorunlar ile ağız hijyenine yeterli önemin verilmemesi sonucunda dişlerde zamanla çürümeler meydana gelir. Dişlerimiz bu küçük olarak başlayan çürümeye hafif sızlamalar tarzında uyarılarla cevaplar verir. Zamanla çürük dokunun büyümesi ve dişin yönetici bölümü olan pulpa dokusuna yaklaşmasıyla dişin alarm mekanizması daha güçlü devreye girer. İşte bu bölüm dişin bize fazla ihmal edildiğinin siyalini verdiği ve ağrının yükseldiği zamandır. Bu durumlarda dişin iltihaplanmış olan pulpa dokusunun temizlenmesi, sinirlerinin çıkarılması işlemi olan kanal tedavisi uygulanır. Bu tedavideki amaç, tüm enfekte olmuş dokuların frezler, kanal aletleri ve solüsyonlar gibi uygun alet ve cihazlar yardımıyla uzaklaştırılması, diş içerisinin temizlenmesi ve doldurulmasıdır. Tüm işlem esnasında bölgesel uyuşukluk sağlanarak tedavi tamamlanır. Yani sanılanın aksine ağrılı olan kanal tedavisi değil, tedaviden önceki durumlar ve süreçtir.
Tek seansta tamamlanabiliyor
Çiğneme fonksiyonun aynı verimde devam etmesi estetik görüntünün kaybolmaması için tek bir dişin dahi ağızda korunması çok önemli. Geçmişten günümüze ilerleyen teknolojiyle diş hekimliğinde kullanılan cihazlar tamamıyla değişti. Uzun süren kanal tedavileri artık tek seansta tamamlanıp dişin çekilmesinin önüne geçilebiliyor. İlgili bölgenin uyuşturulmasıyla sadece 45 dakika gibi kısa sürede kanal tedavi işlemi tamamlanması sonrasında, hastalar günlük yaşantısına kaldığı yerden devam edebiliyorlar.
Öncelik dişin çekilmesi olmamalı
Bir dişin eksikliği, tüm ağız sağlığını olumsuz etkilediği gibi genel sağlığı da etkileyerek ilerde daha kompleks tedavi sürecine neden olacağı biliniyor. Kalp hastalıklarından başlayıp çeşitli pek çok hastalığın altında, dişlerin çürümesi sonucu çekilmesi ve sonrasında bakteriyemi denilen olayın meydana gelmesi bulunur. Bu nedenle dişler hangi durumda olursa olsun, öncelik dişin çekilmesi olmamalıdır. Detaylı muayene yapıldıktan sonra, dişin kurtulmasını sağlayacak en küçük olasılık dahi değerlendirmeye alınıp kanal tedavisi uygulaması gerçekleştirilmelidir.
Toplumsal bilinçlenme arttı
Artık kanal tedavisi süreci, çok daha hızlı ve konforlu tamamlanıyor. Bu sürecin sonunda, dişler eskisi gibi ağız içerisinde fonksiyonda tutularak hastanın hem psikolojik hem de sosyal olarak etkilenmemesi sağlanıyor. Her geçen gün diş hekimliğiyle ilgili bilgilere çok daha kolay ulaşılması sayesinde, diş çekiminden ziyade dişlerin kurtarılması gerektiği bilinci toplumumuzda yerleşmeye başladı. Ağız ve diş sağlığına verilen önemin ve ağız bakımı bilincinin artmasıyla bu zorlu pandemi sürecinde genel hastalık riskinin de azaltılacağı unutulmamalı, günlük bakıma azami ölçüde dikkat edilmelidir.
