Yıllardır dijital dünyada başarılı olmanın yolu, Google’da üst sıralarda yer almaktan geçiyordu. SEO yani Arama Motoru Optimizasyonu sayesinde pek çok işletme internette daha görünür hale geldi. Ancak teknoloji ilerledi, kullanıcı davranışları değişti ve yepyeni bir dönem başladı: Cevap Dönemi. Artık insanlar internette arama yapmaktan çok, doğrudan cevap almak istiyor. ChatGPT gibi yapay zekâ asistanlarına “Türkiye’de en güvenilir doğal sabun markası nedir?” ya da “Yeni ofisim için en uygun ön muhasebe programı hangisi?” gibi sorular soruluyor.
İşte bu noktada karşımıza yeni bir kavram çıkıyor: Answer Engine Optimization (AEO). AEO, markanızın bu sorulara verilen cevaplar arasında yer almasını sağlayan bir strateji. Yani mesele artık arama motorlarında görünmek değil, doğrudan tavsiye edilen marka olmak.
SEO ile AEO arasındaki temel fark da tam burada yatıyor. SEO, sizi arama sonuçlarında listeler; AEO ise sizi cevabın kendisine dönüştürür. SEO'da görünür olursunuz; AEO'da güven kazanırsınız. SEO, teknik yapılar ve anahtar kelimelerle çalışır. AEO ise markanızı insanların doğal dilde sorduğu sorulara verilecek anlamlı cevaplara dönüştürür. Özellikle ChatGPT, Google SGE gibi yapay zekâ sistemleri, internetteki içeriklerden faydalanarak kullanıcıya direkt bir öneri sunar. Yani müşteri artık 10 sonuç arasında sizi seçmiyor, doğrudan "şu markayı kullanabilirsiniz" cevabını alıyor.
Bursa'da atölyesinde el yapımı zeytinyağlı sabunlar üreten bir girişimciyi düşünelim. Web sitesinde "doğal sabun Bursa" kelimesiyle SEO çalışması yaparak Google’da dördüncü sırada çıkıyor olabilir. Ama biri ChatGPT’ye “Cildim çok hassas, Türkiye’de katkısız sabun markası önerir misin?” diye sorduğunda, eğer bu markayla ilgili dijital dünyada yeterince içerik, yorum ve otorite izi yoksa, hiçbir yapay zekâ onu öneremez. Oysa birkaç blog yazısı, müşteri yorumu ve sade, açıklayıcı ürün içerikleriyle bu markanın adı o cevabın içinde geçebilirdi. Bu da görünürlük değil, doğrudan satış fırsatı anlamına gelir.
KOBİ’ler için bu dönüşüm çok kritik. Çünkü artık az bütçeyle, sadece SEO ile fark yaratmak eskisi kadar kolay değil. Ancak AEO sayesinde daha küçük markalar da yapay zekâ destekli sistemlerde önerilen ve güvenilen marka haline gelebilir. Üstelik bu, milyonlar harcamadan, sadece doğru içerik stratejisiyle mümkün.
İşletmelerin bu yeni düzene uyum sağlayabilmesi için birkaç temel adım öne çıkıyor. Öncelikle web sitelerinde sıkça sorulan sorulara sade ve doğal bir dille yanıtlar vermeleri çok önemli. Ürün ve hizmet açıklamalarının ise konuşma diline yakın, samimi ve öğretici olması yapay zekânın bu içerikleri anlamasını kolaylaştırıyor. Ayrıca markanızla ilgili farklı platformlarda çıkan içerikler, blog yazıları ve müşteri yorumları da sizi “önerilebilir” hale getiriyor. Bunlara ek olarak, yerel mecralarda yer almak ve markanızın sektörünüzle ilgili dijital konuşmaların içinde geçmesini sağlamak da AEO açısından büyük avantaj sağlıyor.
Bugünün dijital dünyasında kazanmak isteyen KOBİ’lerin hedefi sadece Google’da ilk sırada çıkmak olmamalı. Asıl hedef, insanlar bir soruyu ChatGPT’ye sorduğunda cevap içinde geçen marka olabilmek. Çünkü artık görünür olmak yetmiyor. Gelecek, cevaba dönüşebilen markaların olacak.