Her Kasım ayında, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), belirli iklim değişikliği hedeflerine karşı taahhütlerini ve eylemlerini güçlendirmek için dünyanın dört bir yanından liderleri ve delegeleri bir araya getiren bir toplantı düzenler ve Conference of theParties kısaltması olan COP Zirveleri ile her yıl küresel ısınmayla mücadele için ortaya konulan hedeflerin neresinde olunduğunun tartışılması amaçlanır.Bu yıl 27. si yapılacak olan COP27 Zirvesi de 7-18 Kasım 2022 tarihleri arasında Mısır’ın Sharm el Sheikh kentinde gerçekleştiriliyor.
BM Taraflar Konferansı diyebileceğimiz Taraflar, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ni (BMİDÇS) onaylayan 198 ülkedir. BMİDÇS, öncelikle sera gazı emisyonlarını stabilize ederek, iklim değişikliğinin tehlikeli boyutlarını önlemeye odaklanan uluslararası bir anlaşmadır. 1992 yılında imzalanıp 1994 yılında yürürlüğe girmiştir. Sözleşmeye taraf olan ülkeler her yıl ulusal sera gazı salım istatistiklerini Birleşmiş Milletler Komitesi’ne bildirmeyi kabul etmişler ve sera gazı salınımlarıyla ilgili istatistiklerini ve azaltım yönündeki çalışmalarını da COP taraflar konferanslarında her yıl düzenli olarak beyan etmeyi taahhüt etmişlerdir. O zamandan beri ülkeler taahhütlerini teyit etmek, ilerlemeyi değerlendirmek ve stratejiler geliştirmek için her yıl farklı bir ülkede bir araya geliyorlar. Bunun tek istisnası, 2020 yılındaki toplantının kovid_19 salgını nedeniyle yapılamamasıdır.
COP Zirveleri içinde 2015 yılında Paris İklim Anlaşması’nın imzalandığı COP21 belki de bu toplantıların içlerinde en çok ses getireni olmuştur.Paris İklim Anlaşması ile belirlenen kriterlerden çok uzakta kalınması, taraflar konferanslarıyla farkındalığın artırılması ve yol haritalarının güncellenmesi gerekliliğini artırmaktadır. Paris İklim Anlaşması aslında COP21, küresel ısınmaya dair en önemli mücadele alanlarını oluşturan sözleşme olarak kayıtlara geçmiştir. . Anlaşmanın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasla küresel sıcaklık artışının 2°C’nin olabildiğince altında tutulmasıdır. Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımının tedricen azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelinmesini gerektirmektedir. Emisyon azaltımı hususunda Anlaşma, gelişmiş ülkelerin mutlak emisyon azaltımı hedeflerini sürdürmeleri; gelişmekte olan ülkelerin ise emisyon azaltımı hedeflerini yükselterek farklı milli koşulları uyarınca, zaman içinde tüm ekonomiyi kapsayacak yeni, artırılmış hedefler benimsemelerini telkin etmektedir
COP Zirveleri içinde en ünlü olanlardan biri de Kyoto Protokolü ve protokolün aslında COP3 olduğunu sanırım çok azımız biliyordur ve bugünlerdeki farkındalığın ve yeşil dönüşüm için alt yapının oluşturulmasındaki önemli yapı taşlarından biridir.
Bu seneki COP27 Zirvesinin ise temel amacı; emisyonların azaltılması, ölçeklendirilmiş uyum çabaları ve uygun finansman akışlarının artırılması yoluyla küresel iklim eylemini hızlandırmaya çalışılması olarak belirlenmiştir. COP27 programı çeşitli konuları kapsayacak ve her gün finans, su, karbondan arındırma, bilim, çözümler, cinsiyet, enerji, biyoçeşitlilik, gençlik, yerli halklar ve sivil toplum gibi bir temaya sahip olacak. Kilit odak alanları arasında inovasyon ve temiz teknolojiler vaadinin yanı sıra su ve tarımın iklim krizi için önemi de yer alacak. Katılımcı her ülke pavilyonunayrı ayrı yer aldığı ve dünyanın en büyük kongre merkezlerinden biri olan Torino LamborghiniSharm El-Sheikh International Convention Center’da ben de Başkent Üniversitesi’ni temsilen bir konuşma yaparak Türkiye’nin ulusal katkısı için çalışmalara gururla katılmış olacağım. Zirveye dair izlenimlerimle sonraki makalemde buluşmak dileğiyle…
