Hastalıklar, salgınlar, değişen ekonomik koşullar, gün geçtikçe zorlan hayat koşulları yepyeni alışkanlıkları da beraberinde getirdi. Bunlardan biri olan diş sıkma, nam-ı diğer bruksizm, insanlar arasında giderek yaygınlaşıyor.
Günümüzde maaş gününden maaş gününe yaşamak, aile geçindirmek için kredi çekmek, ipoteği ödemek gibi modern dünyanın ekonomik sorunları, bireyler üzerinde giderek daha büyük bir etki bırakıyor. Bunun sonucunda ortaya çıkan diş gıcırdatma, bu sorunu yaşayan pek çok kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Diş hekimleri tarafından bazen fark edilmeyecek kadar belirsiz olan diş gıcırdatma durumları, ister gündüz ister uyku zamanı olsun, sadece dişle ilgili değil genel olarak ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor.
Hayatta tutan reflekslerimizden biri
Diş sıkma etiyolojisine bakıldığında, aslında bizi hayatta tutan reflekslerimizden biri olduğunu görürüz. Eski çağlarda insanlar vahşi hayvanlardan kaçmak için devamlı tetikte bulunurlarmış, kaslar gerilir ve her an kaçmaya ya da atak yapmaya hazır hale gelirdi. Stres anımızda dişlerimizi sıkmamıza neden olan da aynı mekanizmadır. Kedilerin tehlike anında yay gibi gerilmesi ya da köpeklerin çenelerini sıkıp hırlaması hepsi aynı durumun bir parçasıdır. Bruksizmin en yaygın sebebi strestir. Dişlerini gıcırdatan kişilerin, kişisel ve profesyonel hayatlarındaki stres, kaos ve endişe arttıkça, diş gıcırdatma alışkanlığı da artar.
Bu durum öyle sinsidir ki diş gıcırdatan kişilerin çoğu bunun farkında değildir. Çene ağrısı, baş ağrısı gibi semptomlar -ki bunlar tedavi gerektirir- yalnızca ilerleyen durumlarda ortaya çıkar. Çoğu vakalarda durumu hastadan önce ebeveynler ya da eşler fark ederler. Eşler veya ebeveynler kişinin gece uyuduğunda dişlerinden sesler çıkardığını duyarlar. Bunun dışında durumun erken tespiti diş hekimleri tarafından yapılır.
Ağrılara ve yorgunluk hissine neden olabilir
Aslında her insan dişini sıkar. Bu durum bir süre sonra dişlerde aşınmalara veya kırılmalara yol açabilir, istirahat halindeki çiğneme kasımızın ve buna bağlı diğer kaslarımızın konumu ve durumu değişişebilir. Omuzlarda, sırtta, boyunda ağrılar başlar. Kişi, sabahları sanki gece uyurken spor yapmış gibi yorgun uyanır. Aslında yapmıştır. Uyurken 7-8 saat kapalı olan çene, artık istirahat halinde bulunmayan kaslara fazladan yük bindirmiştir. Bir nevi 7 saat durmadan bu kas spor yapmıştır. Bu durum masseter kas dediğimiz en büyük çiğneme kasımızda hacimce artışa ve kişide estetik anlamda da yüzün ovalleşmesine sebep olacaktır.
Tedavi yöntemleri
Diş sıkma ve gıcırdatmanın kalıcı tedavisi, etkenin ortadan kaldırılmasına yönelik kaslar dahil tüm temperomandibular sistemin istirahat pozisyonunun tekrar geri kazandırılmasıdır. Bu da hastanın geceleri taktığı eklem silinti ile mümkündür. Bunun dışındaki palyatif yöntem ise botoks uygulamasıdır. Botoks yani botolinium toksin uygulaması, kasa giden inervasyonu azaltarak kasın kasılmasını engeller veya azaltır. Botoks, üç ila yedi gün içerisinde etki göstererek çok ciddi bir rahatlama sağlar. Diş gıcırdatma alışkanlığı kontrol altına alındıktan sonra bu durumdan zarar gören dişler, porselen dolgu, kuron gibi yöntemlerle daha kullanışlı hale getirilebilir.
Düzenli diş hekimi kontrolü bu konuda size çok şey kazandırabilir, ayrıca bazen kontrollerde fark edilmeyecek ya da atlanacak kadar küçük belirtiler de olabilir. Bu konuda eğer şüpheniz varsa veya eşiniz, anneniz birisi sizi bu konuda uyarıyorsa, diş hekiminize bundan bahsetmeyi unutmayın ki daha sağlıklı bir teşhis yapılabilsin.
Dişlerimizi daha az sıktığımız, daha az stresli günlerde görüşmek üzere.
Sağlıkla kalın.