DHL Express dijitalleşme projelerini hız kesmeden sürdürecek

Pandemi döneminde ihracatçıları 192 farklı ülkeye bağlayan DHL Express Türkiye, çevreci ve teknolojik çözümlerle işletmeleri birbirine bağlamayı sürdürüyor.

Deutsche Post DHL Grubu’nun hızlı hava taşımacılığı alanında faaliyet gösteren şirketi olarak her gün dünyanın 220 ülke ve bölgesini birbirine bağlayan DHL Express, Türkiye’deki faaliyetlerini 1981’den bu yana sürdürüyor. Şirketler için ihracatı kolay hale getirmeye çalıştıklarını dile getiren DHL Express Ticari Birimlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ferhat Öçsel, “Müşterilerimizin ağırlıklı kısmını işletmeler, özellikle de ihracatçılar oluşturuyor. En çok gönderisi yapılan ürünlerde ilk sırada tekstil sektörü yer alıyor. İkinci sırada ise pandeminin etkisiyle ev eşyaları sayılabilir. Otomotiv sektörü de listede üst sıralarda bulunuyor” diyor. Müşterilerin büyük oranının KOBİ’lerden oluştuğunu belirten Öçsel, pandemi boyunca özellikle KOBİ’lerin işlerini sürdürmek ve hatta yeni pazarlara girmek için fırsatlar araştırdığını gördüklerini aktarıyor. Öçsel, “Örneğin yurt dışındaki müşterilerini ziyaret edemeyen ihracatçılar, işlerini sürdürmek için numune gönderimlerini arttırdılar. Uçuşların durması ve sınırların kapatılması, çok sayıda B2B şirketine tedarik zincirlerinin yeni koşullara uyum sağlaması gerektiğini gösterdi. DHL Express Türkiye olarak, bu süreçte ihracatçılarımızı 192 farklı ülkeye bağladık” diye açıklamada bulunuyor.

Odağında dijitalleşme var

Teslimat ve taşımacılık sürecini verimli hale getirmek için dijitalleşmeyi öne çıkardıklarını ifade eden Öçsel, “On Demand Delivery (ODD) hizmetimiz ile gönderiniz yola çıkarken hem mesaj hem de e-mail ile teslimat opsiyonları sunuluyor. Böylece alıcılar esnek teslimat seçeneklerinden yararlanarak teslimat zamanı ve adresini kendileri belirleyebiliyor. Bunların yanında drone ile taşımacılık, evde kargo bekleme dönemini sonlandıran akıllı dolap sistemi SwipBox gibi çok sayıda çözüm sunuyoruz” diyor. Dijitalleşmenin, şirketin 2025 stratejisinin merkezinde yer aldığını kaydeden Öçsel, sözlerine şöyle devam ediyor: “DPDHL Grubu olarak dijitalleşme projelerine 2 milyar euro yatırım yapacağız. Yapay zekâ, nesnelerin interneti, zenginleştirilmiş gerçeklik, makine öğrenmesi, robotlar ve otonom sürüş teknolojileri, lojistikte verimliliği artırıyor ve hataları azaltıyor. Dijital teknolojiler özellikle kriz dönemlerinde daha da önemli hale geliyor. Örneğin Covid-19 pandemisi, gerçek zamanlı takip imkanı sağlayan bir IoT uygulaması olan DHL SmartSensor’ın ne kadar kritik bir teknoloji olduğunu kanıtladı. Uçtan uca izleme yeteneği sayesinde DHL SmartSensor, tüm dünyanın aynı anda milyonlarca doz aşıya, ilaca, tıbbi cihazlara ihtiyaç duyduğu dönemde, talepleri en hızlı şekilde karşılamamızı sağladı.” 

Sürdürülebilirliğe 7 milyar euro yatırım öngörülüyor

Grubun müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak için her yıl yaklaşık 1 milyar euro yatırım yaptığını açıklayan Öçsel, sürdürülebilirlik alanına da gelecek 10 yılda 7 miyar euro yatırımın öngörüldüğü bilgisini veriyor. Öçsel, sözlerini şöyle tamamlıyor: “DHL Express Türkiye olarak, İstanbul Havalimanı’nda inşa ettiğimiz ve 135 milyon euroluk bir yatırım olan yeni Gateway binamız da bizim için en önemli gündem maddesi. Son teknolojiyle donatılmış yeni tesisimiz Leed Gold çevre dostu binalar sertifikasına sahip. Önümüzdeki süreçte de lojistik sektörünün lider global markası olarak, daha çevreci ve teknolojik çözümlerle işletmeleri dünyada en hızlı şekilde birbirine bağlamayı sürdüreceğiz