Sürdürülebilir Başarı İçin The Coaching Company
Odağına “insan”ı alarak varlığını sürdürmekte olan The Coaching Company;iş ortaklığı anlayışını benimseyerek, birlikte çalıştığı kuru

Odağına “insan”ı alarak varlığını sürdürmekte olan The Coaching Company;iş ortaklığı anlayışını benimseyerek, birlikte çalıştığı kurumların sektörlerine, özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre farklı ürünler ve çözümler üretmekte, bireysel ve organizasyonel gelişim alanlarında; bireysel koçluk, takım ve grup koçluğu, liderlik gelişim programları, kurumlara özel ve genel katılıma açık eğitimler sunuyor.
Uyum sağlayan, etkin dinleyen, güçlü sorular soran, tarafsız, yorum yapmayan, gizlilik prensiplerine sıkı sıkıya bağlı, koçluk alanında deneyimli, iş hayatında deneyimli, ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) onaylı okullardan profesyonel koçluk sertifikasına ve ICF profesyonel koçluk unvanına sahip koçlarla güçlü bir The Coaching Company hizmet veriyor.
Bireysel koçluk hayatının her alanında
Bireysel koçluk çalışmalarında kişinin mevcut kapasitesini fark etmesi, kendi vizyonunu oluşturması, hedeflerine ulaşması, kendisini sınırlayan durum ve koşulları değiştirmek üzere adım atması ve öz değerlerini yaşaması amaçlanır. Bu süreçte yapılan çalışmalar ile kişi, kendi yaşamının lideri olacağı konuma ulaşmış olur.Yaşamın tüm alanlarında denge ve ahenk içinde olmak başarı için önemlidir. Bu açıdan bireysel koçluk çalışmaları tüm alanlarda gerçekleştirilir. Birey iş ya da özel yaşamında, kişisel gelişiminde, ilişkilerinde koçluk çalışmaları ile farklı bakış açıları geliştirir, vizyonunu genişletir, daha esnek olmayı deneyimler ve yeniliklere uyum sağlama becerisini geliştirir. Engellerin üstesinden gelir ve karşısına çıkan fırsatların farkına varır.
Koçluk tamamen nötr kalarak (yönlendirme yapmadan) etkili dinleme ve güçlü soru sorma araçlarını kullandığı için; kişide farkındalık yaratma ve kendi hedeflerine kendisinin nasıl ulaşabileceğine dair bir deneyim yaşatma sözkonusudur. Koçun sorumluluğu iyi dinlemek ve güçlü soru sormaktan ibarettir. Kararları ve dolayısıyla sorumluluğu kişi kendisi alır.
Profesyonel koçluk hizmeti alan kişilerin, kendilerini zorlayan konulara ve ellerindeki fırsatlara farklı bir açıdan bakabildiği, düşünme - karar alma süreçlerinin geliştiği, ilişkilerinde daha etkin oldukları ve iş – özel yaşamlarında kendilerine daha çok güvendikleri gözlemleniyor. Günümüzde profesyonel koçluk hemen hemen her alanda kullanılıyor. Özellikle sürdürülebilir başarı ve gelişim odaklı şirketler tarafından çalışanlarına profesyonel koçluk hizmeti alınması gözle görünür şekilde arttı.
Firmalar neden koçluğa ihtiyaç duyar?
Koçluğun iş yaşamında etkilerini değerlendirirken koçluk becerileri gelişmiş lider yöneticilerin, kendi gelişimlerine odaklandıklarını görüyoruz. Liderlerin başarılarının ardında ise; kendi kaynaklarının neler olduğunu, bunları nasıl kullanabileceğini ve insanların davranışlarının arkasındaki duyguları anlayarak ve onları yöneterek, etkili insan ilişkilerine sahip olmaları yatıyor.Bunların dışında; kurumun vizyonunu belirlemek, bir takım olarak belirlenmiş hedeflere ilerlemek ve takım performansını arttırmak gibi amaçlara yönelik olarak takım koçluğu uygulamalarını da gerçekleştiriyoruz.Artan rekabet şartları özellikle KOBİ ve aile şirketlerinin ister istemez kurumsallaşmaya ilgi duymasına neden olmaktadır. Bireysel ve takım koçluğu özellikle bu aşamada nasıl bir kurumsallık amaçladığına, ona nasıl ulaşabileceğine ve kimlerin ne gibi sorumluluklar alacağına yönelik birçok soruya cevap bulunmasında önemli rol oynar.
Sorumlu olduğu sistemi harekete geçiren ve sistemin üyelerinin tutkularını ateşleyebilen liderler süreci sürdürebilir kılarlar. Neden bu kadar etkili olduklarına baktığımızda ise vizyonlarının, güçlü stratejilerinin ve yaratıcı fikirlerinin yanı sıra ve hatta daha da önemlisi, güçlü duygulara sahip olarak ve birlikte çalıştığı kişilerin duygularını da olumlu etkileyecek bir tarzı ortaya koyduklarını görürüz. Sürdürülebilir liderlik yaklaşımını ortaya koyan liderlerin en önemli özelliklerinin başında; sistemde yarattıkları “güven ortamı”dır. Yapılan araştırmalar (2016 EdelmanTrustBarometer – EmployeeEngagement) gösteriyor ki; çalışanların %33’ü diğer ekip arkadaşlarına, %54’ü organizasyonuna, %51’i ise liderine güvenmiyor.
Dürüst ve net olmak önemli
Öncelikle dürüstlük ve samimiyet güven ortamını yaratmak için en önemli faktörlerdir. Bazen, özellikle de performans görüşmelerinde, kötü haberleri paylaşmak oldukça güç olabilir. Doğal olarak kötü haber vermenin çalışanlar üzerinde negatif etki yaratacağını ve hakkımızdaki düşünceleri etkileyeceğini varsayarız. Güvenilir liderler, zor günlerde bile “gerçekçi olmanın” nasıl gerçekleştirilebileceğini öğrenirler. Hedeflere ulaşılamamış, prime hak kazanılamamış, hata yapılmış veya çatışmalı bir ilişki oluşmuş olsa bile, zorlu konuşmayı ertelemek yerine, sakin kalabilen, duygularına hakim, çalışanlara durumu açıkça izah eden, güçlü sorular soran, etkin dinleyen ve onlara gerçekleri veren liderlere saygı duyulur.
Takımın lideri olarak, sık sık diğer bölümlerden ve üst yönetimden sorumlu olduğunuz alanlarda takım performansına ilişkin değerlendirmeler alabilirsiniz. Bu durumlarda takım üyelerini sıkı çalışmalarından ötürü takdir ettiğinizden ve haklarını teslim ettiğinizden emin olmalısınız.Globoforce tarafından yapılan bir araştırma; liderleri tarafından takdir edilen çalışanlarda lidere olan güvenin %82’ye kadar yükseldiğini gösteriyor.
Bir taraftan onlara görevlerini yerine getirirken ortaya koydukları performansa ve yaklaşıma ilişkin yapısal geribildirim verirken, diğer taraftan takımın bütünsel aksiyonları için sorumluluk almaya, övmeye ve savunmaya istekli olmalısınız. İnsan olarak, varsayım eğiliminde olmak doğaldır, ancak bilinçsiz önyargı, özellikle performans değerlendirmelerini etkilediğinde; çalışanlar ve liderler arasında büyük ölçüde güven kaybına neden olur ki, iş ortamında önyargıyı fark etmek ve kaçınmak konusunda kendini geliştirmek, sürdürülebilir liderlik için çok çok önemli bir yetkinliktir.
Naci Demiral