İK’nın gündemlerinden biri işveren markası inşa etmek olacak

Daha fazla veriye ve analize dayalı bir İK anlayışı şekillenecek ve İK’nın önemi giderek daha da artacak.”

“Covid-19 bütün iş yapış süreçlerimizi, hayatımızı ve gündemlerimizi derinden etkiliyor. Bu etkinin de büyük değişimler getirdiğini gözlemleyebiliyoruz. İlk başta uzaktan/esnek çalışma modelleri, hayatımızın merkezinde kendine yer buldu” diyen PERYÖN – Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Buket Çelebiöven; gelecekte şirketlerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için bu değişikliklere adapte olmaları, teknolojiyi özümsemeleri ve çalışanlarının teknoloji kaslarını kuvvetlendirmeleri gerektiğini belirtiyor. Çelebiöven, sözlerine şöyle devam ediyor: “Önümüzdeki dönemde, dijitalleşen ve teknolojiyle birlikte birbirine daha da sıkı bir şekilde kenetlenen dünyaya uygun yeni yetkinliklere ihtiyacın arttığını göreceğiz. Özellikle işimiz daha dijital oldukça yeni meslekler ve yetkinlikler de buna uyum sağlayacak. Dolayısıyla ilk başta öğrenmeye duyulan merak ve kendi kendine öğrenme becerisinin çok önemli bir hale geleceğini söyleyebilirim; çünkü artık bilgi, bulmayı isteyen kişiler için her yerde. Bu sebeple kendi kendimize öğrenmeyi ve yeniliklere açık olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Eleştirel düşünce, zor koşullar altında soğukkanlı kalabilmek, kendimizi yaptığımız işe adamak, sanal bir ortamda iş yapabilmeye adapte olabilmek ve çeviklik ise yetkinliklerimizde gerçekleşecek diğer dönüşümler olacak.”

“İK’nın önemi daha da artacak”

Çelebiöven, hibrit çalışma modellerinin yaygınlaşması, daha dijital bir dünyaya ve bütün süreçlerin merkezine insanın yerleştirilmesi ile birlikte içerisindekilere anlam sağlayan bir iş dünyasına doğru yol alınacağını düşünüyor. “Yaşadıklarımızdan edindiğimiz tecrübelerden yola çıkarak uygulamaya aldığımız ve devam edeceğimiz yeni İK uygulamaları gündemde olacak. İlk başta İK, çalışanların akıl ve beden sağlığına daha çok yatırım yapacak, bu konuda daha çok aksiyon alacak. Daha fazla veriye ve analize dayalı bir İK anlayışı şekillenecek ve İK’nın önemi giderek daha da artacak. Çalışanlar hakkında toplanan ve depolanan verilerle ekiplerin durumu, istekleri ve düşünceleri liderler ve yöneticiler tarafından daha kolay anlaşılacak ve doğru zamanda aksiyonlar alınabilecek” diyen Çelebiöven, bu sayede iş süreçlerinin verimliliğinin arttırılacağını ve ekipler için daha sağlıklı bir çalışan deneyimi tasarlanabileceğini kaydediyor.

“Şefkatli liderlik anlayışı adapte edilmeli”

Çelebiöven, “Gelecekte şirketlerin işlerini sürdürebilmeleri için hem sahip oldukları insan kaynaklarını ellerinde tutabilmeleri hem de potansiyel yetenekleri de kurumlarına katabilmeleri gerekiyor; çünkü pandemide çalışanların işverenine olan bakışı değişti ve beklentileri genişledi” diyor ve ekliyor: “İşverenler, her zamankinden çok çalışanlarını dinlemek ve onları anlamak zorundalar. Bu sebeple de İK’nın en yeni uygulamaları ve gündemlerinden biri ‘işveren markası’ inşa etmek olacak.” Şefkatli liderlik anlayışının da artık kurumlara adapte edilmesi gerektiğini ifade eden Çelebiöven, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Yeni dünyanın alçak gönüllü süper becerileri olarak tanımlanan empati, enerji, neşe, iyimserlik gibi becerilerle güven ve ilham vermeyi başaran yeni liderlik, iş dünyasının ve İK’nın en büyük değişimlerinden oldu. Türkiye’de bu yapıların değişimine ve dönüşümüne daha büyük öncelik vermeliyiz.”