Aylardır okul yok, sosyal hayat yok, daha fazla çevrimiçi öğrenme ve sosyal izolasyon için çocuklarıyla evlerine kapanan ebeveynler var. Bazı ebeveynler evden çalışıyor, bazıları ise şartlara rağmen işlerine gidiyor. Elbette, önlemler çerçevesinde pandemiyi atlatacağız. Peki, bunu başardığımızda, eğitim öğretim normale döndüğünde ve okullar yeniden başladığında işler nasıl görünecek?
Pandemi sürecinde, evde haftalar hatta aylar geçiren öğrenciler, okulların onlara öğrettiği alışkanlıklardan ve disiplinden uzaklaştılar. Bu, yeni normale alışırken başlı başına bir stres durumu yaratacaktır. Evde iki veya üç çocuğu olan ebeveynler, gerek bakım gerek eğitim konusunda çocukları ayrı disipline etmenin zorluklarıyla da yüzleşmiş oldular. Dolayısıyla öğretmenler, uzaktan öğrenim aşamasında eğitim için kaynaklar ve rehberlik hazırlamak, iyi öğrenmenin gerçekleşebilmesi için çocuklarla ve ebeveynleriyle bağlantı kurmak konusunda gösterdikleri özverili çalışmalar ile pandemi döneminin bilinmeyen kahramanları arasındalar.
Eğitim İçin Giderek Daha Az Teknoloji Mi?
Pandemi dönemi boyunca evde öğrenmeyi destekleyecek teknolojiyi bulmak için çılgınca bir mücadele yaşandı. Her çocuğa imkânlar dahilinde kişisel bir cihaz ve internet bağlantısı verildi. Bu, ülkedeki okulların üçte birinden fazlasını, yalnızca teknolojinin değil, inovasyon ve derin öğrenmenin de ön planda olduğu projeler geliştirmeye teşvik etti. Pandemide teknoloji, öğretimi ve öğretmenleri destekledi; fakat onları değiştirmedi. Şahsi okumalarım gösteriyor ki; pandemi sonrası tahmin edilenin aksine daha az teknoloji hayatımızda olacak. Kesinlikle daha iyi dijital kaynaklara ihtiyacımız var; ancak çevrimiçi öğrenmenin öğretmenlerin yerini alabileceğini düşünen herkes, özellikle çocuklar konsantre olamadığında veya kendi kendini düzenleyemediğinde çocukların arasına sıkışan ebeveynler bu fikirden hızla uzaklaşacaktır. Şu anda uzun ve karanlık bir tüneldeyiz. Ortaya çıktığımızda, zorluğumuz tam olarak eskisi gibi ilerlemek değil, deneyimlediklerimizi derinlemesine düşünmek ve daha iyisi için hem eğitimde hem de toplumda keskin bir dönüş yapmak olacaktır. Diğer önemli bir soru da şu: Hangi okullar mevcut krize daha iyi yanıt verecek? Devlet okullarının daha iyi yanıt vermesi daha olası görünüyor. Bu, daha büyük kapasiteye sahip olacak şekilde tasarlandıkları için mümkün.
Yetkinlik Temelli Öğrenmeye Geçiş Mi?
Eğitimci olarak, pandemi boyunca mevcut krizin büyük kazananı olabileceğimizi savunmakla birlikte, yetkinlik temelli öğrenmeye geçişin de öneminin artacağı kanaatindeyim. Yetkinlik temelli öğretimin mevcut becerilere dayalı olarak eğitimin şekillendirilmesi, mesleki eğitimin öneminin daha da artması sözkonusu olabilir. Bu sebeple mesleki eğitimin, becerilerin ve öğretimin saygınlığı ve önemi öğrettiklerimize yansıyacaktır.
Öğrencilerin, Ebeveynlerin Ve Öğretmenlerin Değişen Rolleri
Bazı çevrimiçi araçlara geçiş, öğretmenlerin rolünü değiştirerek onları daha çok koç ve akıl hocası haline getirebilir. Öğrencileri verimli bir biçimde online derslere yönlendirebilir ve ardından rehberlik ve geri bildirim sağlamak ve konular arasında bağlantılar kurmak için yol gösterici edebilirler. Öğrencilerin ve ebeveynlerin rolleri de değişebilir.
Bundan Ne Dersler Çıkarabiliriz?
Hükümetler yaklaşan tasarruf tedbirlerini tahmin ediyor olsalar da aslında ek kaynaklara ihtiyacımız olacak. Öğrencilerimiz ve çocuklarımızın yetişmelerine yardımcı olacak danışmanlara, zihinsel sağlık uzmanlarına ve öğrenme destek öğretmenlerine ihtiyacımız olacaktır; çünkü kapanma süreci uzadıkça özellikle çocukların refahlarını, zihinsel sağlıklarını korumak için ailelere ve öğretmenlere yönelik desteğin artırılması gerekir. Ülkeler, pandeminin öğrenme üzerindeki olumsuz etkisini en aza indirmek için arayışlarını sürdürürken, birçok farklı yaklaşım geliştirmeye devam etmelidirler. Ülkemizde ise çevrimiçi eğitime ulaşamayan dezavantajlı çgrupların öğrenme durumlarına yönelik bir tartışma ve politikanın daha çok geliştirilmesi gereği önümüze çıkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, uzaktan/online öğrenme süreçlerinin özellikle dezavantajlı öğrencileri nasıl etkilediğini dikkate alan çalışmalar yapmalı, bu çocukların dezavantajlarının pandemi sürecinde ve yeni normalde daha da derinleşmemesi için etkin politikalar geliştirmelidir.