QNB Finansleasing, iklim değişikliği ile mücadeleyi tüm ürün, faaliyet ve politikalarında yaygınlaştırma hedefi doğrultusunda yeni bir adım daha attı ve 2015 yılından bu yana yeni kömür termik santrali ve yeni kömür maden yatırımlarına kredi vermeme yönündeki kararlılığını kamuoyuna açıkladı.
QNB Finansleasing’in somut bir iklim taahhüdü niteliğinde olan; yeni kömür termik santrali ve yeni kömür maden yatırımlarına kredi vermeme yönündeki açıklaması, iklim kriziyle mücadelede önemli bir adım olarak özelliği taşıyor.
Bu süreçte iklim değişikliği ile mücadele ve sosyal kalınmayı destekleme ana başlıkları altında birçok adım atan QNB Finansleasing, operasyonel süreçlerinde karbon ayak izini düşürmek amacıyla atık yönetimi ve enerji tasarrufu konusunda pek çok farklı proje yürütüyor. Faaliyetlerinde verimlilik yaratacak iyileştirmeler yapan kurum, sürdürebilirlik ve çevre eğitimleri ile çalışanlarının farkındalığının artmasını ve bu konuda gelişimine katkı sağlarken, ürün ve kredi politikalarını bu hedefler doğrultusunda geliştirerek müşterilerinin de yeşil dönüşümüne ortaklık etmesini amaçlıyor. Bu kapmsamda yeni kömür yatırımlarını finanse etmeme taahhüdü, sürdürülebilir ekonomiye geçiş için verilen önemli bir adım.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan QNB Finansleasing Genel Müdürü Osman Taş şunları söyledi; “QNB Finansleasing olarak, sürdürülebilirlik alanında ‘önce biz ve ailelerimiz’ diyerek başlattığımız, ardından bu bakış açısını tüm ürün ve hizmetlerine entegre ederek, müşterilerimizi de bu sürece dahil ederek yürttüğümüz bir süreç. Sorumlu finansman politikaları ile leasing sektörünün dönüştürücü gücünü sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamak için kullanmaya öncelik veriyoruz. Topluma ve çevreye ciddi zararlar verdiğine dair açık kanıtlar bulunan hiçbir finansman faaliyetinde yer almamayı ilke haline getirdik. Bu paralelde 2015 yılından beri yeni kömür yatırım projelerini finanse etmiyoruz. Bu konudaki kararlılığımızı yurt dışından temin ettiğimiz borçlanmalarda verdiğimiz taahhütler ile uluslararası platformda ortaya koyduk. Şimdi ise bu taahhüdü ileriye taşıyarak somutlaştırıyor ve kredi politikalarımızı bu paralelde şekillendiriyoruz.
Sürdürülebilirlik anlayışımızın önemli yapıtaşı olan ‘sürdürülebilir büyüme’ kapsamında, finanse edilen projeleri çevre ve soysal riskler açısından değerlendirmek amacı ile 2023 Mart ayı itibariyle Çevresel & Sosyal Risk Değerlendirme Aracı’nı kullanmaya başladığımızı da paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.