GELECEĞE HAZIR MIYIZ? İNSAN, DÖNÜŞÜME NE KADAR HAZIR?

Teknoloji, sürekli boyut değiştirerek Birinci Sanayi Devrimi’nden bu yana gerçekleşen tüm sanayi dönüşümlerinin temelinde yer almış ve insan doğası ile kimliğinin yeniden oluşumunda önemli bir rol oynamıştır.

GELECEĞE HAZIR MIYIZ? İNSAN, DÖNÜŞÜME NE KADAR HAZIR?
kobiaktuel
kobiaktuel
04 Kasım 2019 Pazartesi 11:05

İnsan teknolojiyi, teknoloji de insanı baştan yaratmaya, tanımlamaya ve dönüştürmeye devam etmektedir.

Artık doğayla uyumlu yaşamanın ne demek olduğunu bilmiyoruz; beslenmemizden oyunlarımıza, makinelerimiz de dâhil olmak üzere, neredeyse her şey bilim ve tekniğin bir ürünü; neredeyse hiç kimse, yeni hayırlarını ve nimetlerini beklediğimiz bilimsel keşif yarışını durdurmak istemiyor. Teknoloji, insanı dünyadan ayırarak, insan deneyimlerinden giderek uzaklaşmasını sağlıyor. Tüm bu genetik modifikasyon teknolojisi, bugünün dünyasında insanın hayatına anlam veren tüm değerlerin risk altında olduğunu gösteriyor. Bağımlılık, sosyalleşememe, yaşamı beğeniler için rekabete dönüştürme, yanlış bilgilendirme, öfke, dijital obezite, dikkat süresinde kısalma, dijital feodalizm ve politik kutuplaşmayla kendini büyüten bazı teknoloji şirketleri, insan yaşamını değerleriyle hizalamaktan uzaklaştırıyor. İnsanı engelleyen sorunların ise teknolojik olmaktan ziyade, sosyal ve davranışsal olduğu ortaya çıkıyor. Bu nedenle sosyoloji, antropoloji, psikoloji ve endüstriyel tasarım gibi alanlar, insanın geleceğini nasıl düşündüğünü, nasıl tasarlayıp yönettiğini belirlemek için mühendislik ve teknoloji ile ortak hareket etmek zorundadır. Dijital yaşamın gelişimini yönlendirmek için gereken ahlâki çerçeveyi tartışmaya başlamanın ve insan ile hızla gelişen robotik versiyonlar arasındaki farkı ifade etmenin zamanı gelmiştir. İnsan sonunda tamamen bilinçten, gizemden, maneviyattan ve ruhtan yoksun bir tür olmak istemeyecektir.

Dönüşüme İnsandan Başlanmalı

Dijital dönüşüme fabrikadan değil, insandan başlanmalıdır. Önce “insanın dönüşümü” sağlanmalıdır. Nitelikli iş gücü ihtiyacının kazanımı ise eğitim sistemindeki reformlar ile mesleki ve teknik eğitimlerin verilmesiyle, soft (beşeri) becerilerin kazandırılmasıyla uzun vadede çözüme kavuşabilecek bir sorundur. Rutin ve tekrarlayan işler için işçilik ihtiyacı azalacağından verimliliği artırmak amacıyla teknolojiyi kullanabiliriz; ancak sistemleri kurarken insan niteliklerini ve etkileşimlerini göz ardı edemeyiz. İnsanlara insan gibi davranmayı sürdürmeliyiz. Hiçbir çalışandan “iş yerinde bir robot gibi hissediyorum” veya “bu görevi bir robot gibi yapıyorum” sözlerini duymak istemeyiz. Ne çalışanlara makine gibi davranarak sadece ne ürettiklerine odaklanabiliriz ne de başarılarının göz teması, dokunma ve iletişim gibi soft becerilerle geleceğini unutabiliriz.

İnsan Kaynağı Her Zaman Daha Üstün Olacak

Zaman değişse de, geçmişin geleneksel iş yapış yöntemleriyle bugünün iş yapış şekilleri bariz bir zıtlık oluştursa da şirketler, insan fikirleriyle başarılı olurlar. Dijital dönüşüme rağmen insan kaynağı, makinelerden her zaman daha üstündür ve onu üstün kılan belirli becerilere sahiptir; çünkü insanlar robotların yaratıcıları ve ustalarıdır. Teknoloji geçmişimizi anlamamıza yardımcı olup geleceğimizin yolunu belirler. Asıl soru, “Geleceğe hazır mıyız, insan dönüşüme ne kadar hazır?” olmalıdır. İnsanı şimdiye kadar düşünülenden daha farklı bir insan anlayışıyla ele almaya, dönüşümün odağına insanı koymaya hazır mıyız?

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.